Monday, March 27, 2017

Gri Saç Elde Ederken Yapılan Hatalar ve Sizden Gelen Sorular

Merhaba arkadaşlarr!

Söz verdiğim gibi sonunda size gri saç elde etme girişimlerinizde yaptığınız/yapabileceğiniz hatalardan, ya da daha nasıl kolay yollarla gri saçlara sahip olabileceğinizden bahsetmek istiyorum. Tabi sizden gelen soruları da unutmadım. Onların da elimden geldiğince birçoğunu cevaplama niyetindeyim.

Yazımı önce soru cevap şeklinde yazmayı düşünmüştüm ama onun yerine önce kendi deneyimlerime göre, evet sadece kendime bana göre, bunu üstüne basa basa söylüyorum çünkü son zamanlarda bir takım kendini çok bilmiş insanlardan 'Sen kuaför müsün de bu kadar çok konuşuyorsun.' tarzı mesajlar aldım. Ben kuaför değilim ve bu konuda uzman olduğumu vs. iddia etmiyorum. Sadece yardımcı olmak amaçlı sizlere en az 6-7 senelik yaşadığım, kazandığım deneyimlerden yola çıkarak yardımcı olmaya çalışıyorum. Şayet çekemiyorsanız da yazma zahmetinde bile bulunmayın. Onun dışında okuyanlar ve beni ciddiye alıp soru soranlara da şimdiden teşekkürler. Umarım istediğiniz renklere en kısa ve sağlıklı saçlarla kavuşursunuz.

Lafı daha fazla uzatmadaaan
Bir kısmınız biliyorsunuz ki bir süreliğine pastel pembe saça heves edip Manic Panic ürünleriyle saçımı farklı renkte kullandım. Ama nedendir bilinmez gri saç gördüğümde de keşke değiştirmeseydim dedim ama dert değil nasılsa boyalar siz isteseniz de istemeseniz de kalıcı olmuyor.  O yüzden tekrardan saçlarımı griye döndürme girişimlerine bulaştım.

İlk olarak yaptığım hatadan bahsetmek gerekirse saçlarım tamamen açılmadan yani pembeler hafif aktıktan sonra Manic Panic Purple Haze ile herzaman yaptığım gibi beyaz bakım kremiyle karıştırıp boyadım ve elde ettiğim renk gri değil daha çok lila ara ara pembeler oldu. Hoş olmadı değildi ama yine de gri olmadı. Yani saçınızın illa önceden açılmış olması ve üzerinde başka boya olmaması gerek. Diğer türlü yaptığınızda benim gibi emeğiniz boşa gider.

Açıcı konusunda da birkaç soru aldım. Bunlara da yanıt olarak gerçekten kaliteli bir açıcı kullanmanızı tavsiye ediyorum. Dışarıdan alınan paket mavi açıcılar da belki saçınızı açabilir doğrudur ama saçınız gerçekten çok yıpranır. Kazık gibi gri saçlara sahip olmaktansa, kazıtsam düzelir mi ya da hangi ürünleri kullansam da saçımı geri döndürebilirim diye düşünmezsiniz. Kuaförde boyatıp da aynı sorunla karşılaşan bir arkadaş geçen gün Dm ile iletişime geçmişti. Aynı sorunla karşılaşmış, saçları gri olsa bile çok fazla yıpradığı yetmiyormuş gibi çok uzun süreli de kullanamamış. O yüzden kullandığınız/kullanılan açıcıya dikkat etmeniz her zaman daha sağlıklı.

Ben açıcı olarak Loreal ürünlerini kullanıyorum ve yıllardır çok memnunum. Normalde oksidan 30 vol. kullanırdım ama en son alırken sadece 40 vol. vardı ve saçımı açmam şart olduğu için 40lık aldım. Genelde herkesin kafasında şöyle bir soru oluşuyor ki bende de olmadı değil. Acaba saçlarım 40lıkla elimde kalır mı? Saçlarım çok yanar mı? Hayır arkadaşlar 40lık açıcının en son olduğu doğrudur fakat düzgün kullanıldığı takdirde 30 vol.den daha iyi bir sonuç alacağınız da orta olan bir şeydir. Özellikle koyu saçlara sahipseniz bana kalırsa 40lık kullanmanız daha mantıklı. Ama hayır ben 40 vol. ile korkarım, evde ilk defa saç acıcam, ya da saçlarım o kadar koyu değil diyorsanız 30 vol. alın, 20 vol. ile asla gri elde edemezsiniz. Açma işleminden sonra istediğiniz gibi açılmadıysa birkaç gün saçınızı dinlendirip ikinci açma işleminden sonra saçını boyarsınız. Asla ama asla aynı gün içinde iki kez saç açmamanız tavsiye edilir. Yaptım o yüzden siz yapmayın.

Kullandığım toz açıcı


ve oksidan



'Miktarını nasıl ayarlayabilirim?'
Buna cevap vermem mümkün olmayabilir. Çünkü saçınızın gürlüğüne, uzunluğuna göre değişen bir olay bu. O yüzden önce tozdan sonra azar azar oksidanla karıştırarak karışımı hazırlamanız tavsiye edilir. Karıştırma için metal kaşık kullanmamak gerek. Şayet yetmezse de kaldığınız yerden yeni bir karışım hazırlayarak devam edebilirsiniz.

Paket içerisinden 


böyle bir paket toz ve plastik kaşık çıkıyor. Karıştırmak için değil tabii. Kıvamını ne çok sulu ne de çok katı yapmamanız gerek. Çünkü çok katı olunca saçta kalmak bilmiyor ve sürekli yedirmeniz gerekiyor. Sulu olursa da zaten akıp gider.

'Saç boyuyor musun?'diye sormuşsunuz ama boyamıyorum. Yoksa boyasam mı bilemedim. Yemin ederim İngiliz Dili ve Edebiyatı yerine kuaför olsaymışım şu an bir işim olabilirdi.

'Saçların şu an ne renk?'
Saçlarımı en son 2 hafta önce açtım, fakat yapılmaması gereken hatalardan birini yaparak Manic Panic Purple Haze'den çok kattım. Sonuç yine lilamsı oldu, ama birkaç yıkama ve gümüş şampuan ile şu anda griye döndü diyebilirim. Her zaman dediğim gibi gri saç için saçın olması gereken ton budur arkadaşlar. Bundan daha koyusunda ya ara ara sarılar kalır ya da boya tam tutmaz ve küllü sarı gibi renkler ortaya çıkar.



'Saçımı açtıktan sonra bu renk için Manic Panic Virgin Snow kullansam olur mu?'
Daha önce söylediğim gibi Virgin Snow kullanmadım ve inatla denemicem. Bana kalırsa kaliteli bir açıcı onun yapabileceğinin aynısını yapıyor. Tabi siz aldıysanız yapabilirsiniz. Sanıyorum.

'Diplerim açma işleminden sonra dore kaldı. Ne önerirsin?'
Genellikle bu herkesin ben de dahil karşılaştığı bir sorun. En iyi çözüm saçı birkaç gün dinlendirip dipleri tekrar açmak 30 vol. ile. Ama benim gibi vakit sıkıntısı yaşıyorsanız Loreal Silver şampuan öneririm. Bence Türkiye'de bulabileceğiniz en iyi gümüş şampuan. Her ne kadar doreyi tamamen çevirmese de o çiğ sarılığı alıyor.



En son kullandığım boya Purple Haze'di ve görüldüğü gibi gerçekten pigmentli ve çok yoğun bir boya o yüzden bu boyayı kullanarak gri saç elde edecekseniz azar azar ekleyip rengine bakmanız gerek.

Tek tek koymak yerine sıralama olarak fotoğraflarla anlatmak gerekirse yapmanız gereken şey, saçınızı açtıktan sonra bu kadar.

Benim gibi bol bol katmak yerine az kullanmanız kafi.




Boyandıktan sonra olan renk buydu ki gri için bu tondan daha açık bir lila olması gerekiyor. Bununla ilgili aldığım sorulardan birisi de 'Manic Panic Lie Locks kullanmıştın o daha lilaydı, onunla daha kolay değil mi?  Evet daha kolay olduğu doğru ama daha az maliyetli olsun sürekli boya almıyım diyorsanız lila yerine mor bazlı boya almanız Electric Amethyst, Purple Haze gibi, gerekir. Birkaç kaşık boya ve beyaz bakım kremini bolca kullandığınızda daha uzun ömürlü boyanız olur.






Diplerimle uğraşmak için yeterli vaktim olmadığından iki kez açmak yerine yıkamadan önce 5-10 dakika gümüş şampuanı beklettim. Tabi sizin vaktiniz varsa iki gün arayla dibi tekrar açıp boyayabilirsiniz ya da saçlarınızla dipleri güzelce ayırarak karışımı önce koyu hazırlayıp dipleri boyadıktan sonra bakım kremiyle seyrelterek rengi açtıktan sonra gerisini de boyabilirsiniz.




Saçımın hafif nemli hali ise böyle oldu. 
Ama dediğim gibi birkaç yıkama sonrasında zaten kendiliğinden akıyor. Bana kalırsa burda yapılmaması gereken şey saç istenilen renkten koyuysa tekrardan boyamak yerine akmasını beklemek. Bu gümüş şampuan için de geçerli. Saçım gri değil lila, mor oldu şampuanla düzelir mi? diye sorarsanız cevabım hayır. Çünkü zaten lila olan saça bir de mor renkte şampuan uygulandığında lila daha belirginleşiyor. O yüzden birkaç sefer kendi şampuanınızla yıkayıp daha sonra gümüş şampuana geçmek en doğrusu.



Mesela bu saçımı aynı anlattığım şekilde tarif ettim. Hatta gümüş şampuanı bile bol bol kullanmak yerine avucuma normal şampuanla birlikte sıkıp rengini kırdıktan sonra uyguladım.


'Jeans Color'dan gümüş için tavsiye edebileceğin boya var mı?'
Hayır yok. Sadece lisede turuncu ve pembeyi kullandım, hiç memnun kalmadım. Asla da kullanmam şayet birgün Manic Panic stokları tükenirse. Hatta ozaman da kullanmam La Riche Directions kullanırım.

'Peki La Riche Directions ile hangi renkleri kullanırsam gri elde ederim?'
Doğrusu gri saçlarıma ilk kez Almanya'da Directions ile kavuştum. Yanlış hatırlamıyorsam Lilac ve Silver kullanarak elde etmiştim. Ama inanın eğer saçınız da uzunsa pigmentlerinin yetersizliğinden dolayı en az 3-4 kutu belki daha fazla harcamanız gerek. Bu da ne kadar maaliyetli olur uzun süreli gri saç için bilinmez. Ben 2 sene o boyaları kullanıp Manic Panic'e sonsuz geçiş yaptım diyebilirim.

'Manic Panic sponsorun mu?'
Bu soruya gerçekten çok güldüm. Tabiki de hayır. Kaldıki ola ola bana mı sponsor olucak. Ben sadece kendi kullandığım ürünleri, ki diğerlerine oranla daha kolay olduğu için, size tavsiye ediyorum o kadar.

'Manic Panic Blue Steel duydum. Onunla da gri oluyormuş. Denedin mi?'
Evet o boyayı da aldım ama bana kalırsa mor bazlı olması her zaman daha makbul. Çünkü saçlarınız da sarılık varsa o yerler küllü sarıdan yeşile dönebiliyor. Hatta bir keresinde sarı saç kremiyle uyguladığımda tamamen nil yeşili olmuştu saçlarım.
Şu anda fotoğrafı arıyorum hatta...

ki buldum... 4 yıl öncesine ait salak bir fotoğraf işte...
Diğer sorulardan biri de 'Kuaförüm saçımı şampuanla boyadı. Ama hemen aktı. Ben de mi şampuanla boyamalıyım?'
Kesinlikle hayır. Şampuan adı üstünde boya amaçlı değildir ve yıkamadan bile akar. Saç düzleştirirken bile renginin değiştiğini görürsünüz. O yüzden boya ile boyayıp üzerine cila olarak ve kalıcılığı sağlamak için şampuan kullanmanız tavsiye edilir.

'Diplerim şu an kendi rengim ama altlarında kahve boya var. Ne yapmalıyım da gri çabuk elde edebilirim?'
Malesef gri saç diğer renklere göre elde etmesi en zor tonlardan biri. Tabi yaşınız 60-70 değilse ya da genetik saçlarınız beyaz değilse. En önemli şey bence sabır. Şayet kel kalmak istiyorsanız ardı ardına boyayabilirsiniz de. O yüzden aşama aşama saçların açılması gerek. İlk zamanlar oluşan doreler siz her ne kadar kendinizi yırtıp sürekli griye döndürmeye çalışsanız da dönmez. Şimdi yine aralardan çıkıntılar düşünüyordur senin saçın siyah o nasıl hemen dönüyor diye. Farkındaysanız ben sadece dip boya yapıyorum. Yani hiç işlem görmemiş, doğal saçı açıyorum. Boya yemiş bir saçı kırmak inanın o kadar da kolay değil. He evet birçok kuaför der tek seferde açarım. Açabilir de ama bu sefer de plastik gri saçlarınız olur. Onun yerine 1-2 aya yayarak sağlıklı gri saça sahip olmak daha güzel.

'Saçımın aralarına gri attırmak istiyorum. Renkler karışır mı?'
Bu saçınızın ne renk olduğuna bağlı. Yeşil, kırmızı gibi baskın ve akan renklerse karışması kaçınılmaz bir şey. Tabi yıkarken dikkat edebilirseniz önlenebilir. Ama siyah kahve gibi renklerle karışmaz.

Ayrıca söylemeden geçemicem bu yazıyı ikinciye yazıyorum çünkü sağolsun yayınla dedikten sonra kaydetmemiş ve yazdığım her şey silinmiş. Cevapladığım bir sürü soru vardı ve yanıtlayıp hepsini Dm'den sildim. Şu anda da hatırlama zorluğu çekiyorum. Bazı soruları cevaplayamadım. Bana Dm ile tekrar sorarsanız bir sonrakinde yanıtlamak isterim. Şimdilik benden bu kadar 4 saatimi aldın be blogspot!

Yine de yardımcı olabildiysem ne mutlu. He bu arada, tekrardan, 'Kuaför değilim.'






Wednesday, March 15, 2017

The Balm Nude Far Paleti Yorumu

Merhaba arkadaşlar! 
Bugün size aylar öncesinde çekip de bir türlü yazmaya vakit bulamadığım The Balm Nude far paletinden bahsedicem. Pardon bahsedeceğim...

Bu arada en başından söyleyeyim aptallığımdan dolayı farların swatchlı hallerinin olduğu fotoğrafları sildiğimden onları ne yazık ki paylaşama-ya-ca-ğım. Demek ki neymiş bundan sonra fotoğraf çeker çekmez blog yazmak lazımmış... 

Neyse canım biz de elimizdekinlerle yetiniriz...

Hepiniz biliyorsunuzdur ki, paleti almamış olsanız bile ki bence en büyük hatayı yapıyorsunuz, paletcağızımız şu şekilde...




Şekli hoş, elde tutumu kolay... Bana kalırsa çabuk bitmeyen, ki inanın ne zamandır kullanıyorum hala bir o kadar daha var. Bu da pigmentinin çok olmasından kaynaklı olsa gerek. Öyle olunca biraz alıp fırçayla dağıttığınız takdirde gayet uzun ömürlü olabilen bir far paleti... Şiddetle tavsiye ederim.




Gördüğünüz gibi palet içerisinde 12 adet far var, bir adet çift taraflı uygulama fırçası, aplikatör var.  Aplikatör de neyse artık. İngilizceyi nasıl Türkçe'ye çeviririz diye karman çorman bir şey ortaya çıkıvermiş. Her neyse canım bize ne... Fark edersiniz ki paleti alır almaz çekip de yorumlamıyorum. Bu da bazı renklere dokunulmuş olduğundan belli oluyor. En çok da Fearless, göz kapağıma ilk olarak onu çokça sürdüğüm için olsa gerek... Ayrıca neden her ürünü alır almaz yorumlamıyorum diye düşündüyseniz ben herkes gibi, şimdi birileri görse 'Sen bize ne demek istiyorsun?' diye girişecek ama bence öyle, bir ürünü denemeden yorumlamak ya da birkaç kez el atıp da yermek veya övgü dolu sözler söylemek bana pek inandırıcı gelmiyor. O yüzden bir süre kullanıp deneyimleyip sizlerle paylaşmak daha samimi olur gibime geliyor. Zaten içlerinden beğenmediklerimi yorumlamaya pek de ihtiyaç duymuyorum...





Lafı daha fazla uzatmadan görüldüğü üzere farlara paletin içerisindeki tiplemelerle, tipleme de neyse, alakalı isimler verilmiş... Dediğim gibi favorim Fearless, Faithful, Fit, Firm, Flirty, Fine. (Şu an fark ettim de hepsi F ile başlıyormuş.) Gerçi bu fotoğrafı dediğim gibi çok önce çektiğim için şu anda Friendly ve Fetsy'i de çok kullandığımı fark ettim. Ay kısacası bence tüm renkleri çok Nude, çok tatlış, çok pigmentli, çok çok çok... 

Ürünün fiyatını malesef hatırlamıyorum ama çok daha pahalı değildi zaten ki indirime denk gelirseniz gayet iyi fiyata alabilirsiniz.




İçinden çıkan bu çift taraflı fırçayı birkaç kez denedim ve çoğu palette olduğu gibi saçma buldum. Yani bence bir fırça bu kadar kısa olmamalı. Belki aranızdan far için ayrı ayrı fırça almayıp da, bunu kullanan ve seven vardır. Bilemiyorum. 

Ben far için Real Techniques fırçalarını ve Art Net'in karıştırma fırçasını kullanıyorum. Gerçi Kadınlar Günü indiriminden bir tane daha fırça aldım ama henüz kullanmadım. 




Ay iyiki de farları yakından çekmişim ve swatchlar gibi bunları da silmemişim. 

Adı üzerinde, farların bazıları her ne kadar simli olsalar dahi bütün renkler nude ve günlük makyaj için çok uygunlar. Palet üzerinde silmeyi unutmuşum tabi tozlar var ve bundan önce Sleek Paletini yorumlamıştım. Her ikisini kıyaslamak gerekise bu palet Sleek Oh So Special gibi çok fazla tozutmuyor. Yani Sleek kullandığım zaman özellikle koyu farlarını, göz altımda illa birikme oluyordu ve makyaj sonrasında onlarla da uğraşmak gerekiyordu. Ama bu aralar Friendly'i çok kullanıyorum ve Sleek gibi göz altlarına deli gibi dökülmüyor ki bu da artısı. 

Funny'i pek fazla kullanmıyorum çünkü o renkte başka bir farım var, sanırım önce onu bitirmeye çalışıyorum.

Fierce yeşil gibi dursa da ben göz kapağımın sonlarına sürüp dağıttığım için daha çok griye kaçıyor.

Feisty ise saçlarım pembeyken hep kullandığım renkti... Şu an ne renk derseniz Instagram'dan belki görmüşsünüzdür lila gri arası gidip geliyorum. Ama tekrar griye dönüş yapacağım yoğun istek üzerine. Bu arada konudan konuya atlıyorum ama son iki haftadır gerek burdan gerekse Instagram üzerinden gri saç ile ilgili çok fazla soru alıyorum. Eğer vakit bulursam onunla ilgili tekrardan bir yazı yazmayı düşünüyorum. 




Gelelim paletin diğer yüzüne. Soft renklerin olduğu tarafa ki bu farlar şu ana kadar kullandığım birçok nude fardan iyi olduğunu söyleyebilirim. Gerçekten öyle. Zaten sürdüğüm farların hiçbir zaman silindiğine şahit olmadım ama Nude paletinkiler nedense daha yoğun olduğundan olsa gerek saatler sonra da aynı şekilde bariz olarak göz kapağınızda kendini belli ediyor. 

En çok kullandığım bellidir ki Fearless çünkü onu önce sürüp en son da bazı yerleri daha iyi karıştırabilmek için tekrardan sürüyorum. Ama o kadar kullanmama rağmen yine bile baya idare ediyor. Hatta biterse sırf onun için bu paleti almayayım diye eş değer birkaç far aldım. Daha doğrusu aldığımı sandım. En son Deborah'nın almıştım ama hiç memnun kalmadım nedense. Sanırım bir kere bu yoğunluğu gördükten sonra çoğu farı beğenemeyeceğim gibi bir şey... En azından bu paletin fiyatına eş değer olanlardan...

Fabulous'u birkaç kez kullandım ama pek beğenemedim sanki far değil de aydınlatıcı gibi geldi. Belki göz pınarlarına uygulanabilir ama ben oralara çok sürmekten hoşlanmıyorum. Zamanla içeriye doğru birikme yapıyor bende. Çapak gibi durması da hoşuma gitmiyor. 

Bu taraftan diğer sevdiğimse Faithful ve Fit. Çok simli durmasına karşılık bence o kadar da yoğun sim içermiyor. Ancak fırçaya baya alırsanız o zaman simli oluyor. Ki onları da göz kapağımın ortasına uyguluyorum. Orta neyse artık. 

Flawless'a dokunmamışım burda ama onu şu anda kullanıyorum tabi de sadece dağıtma işlemi için uyguluyorum genellikle.

Firm de sevilesi bir far bence.

Yani genel olarak ben bu fark paletinden ve fiyatına göre yeteri kadar pigmentli oluşundan son derece memnunum. Henüz almamış olanlar varsa ve Nude tonlarında hem pahalı olmayan hem de kalıcı olup sizi tatmin edebilecek bir far paleti arıyorsanız kesinlikle The Balm Nude derim.

The Balm Nude'a eş değer olup da fiyatı abartılı olmayan bir far paleti kullanıyorsanız önerilerinizi beklerim!

Okuduğunuz için teşekkürler. Umarım en kısa zamanda tekrardan yeni bir yazımla görüşürüz.

Tuğçe.

Monday, February 27, 2017

Hask Macadamia Oil Nemlendirici Şampuan Yorumu

Merhaba arkadaşlar! Uzun süredir blogumla ilgilenecek vakit bulamadığım için öncelikle özür dilerim. Sorularınıza yanıt veremediğim için bazılarınız Instagram üzerinden benimle iletişime geçmek zorunda bile kaldı malesef...


Son zamanlarda sıklıkla aldığım soruya yanıt olarak bugün ben de en nihayetinde fırsatını bulup sizlere şu anda kullanmış olduğum şampuanı anlatmak istedim. Daha önce de Hask'ın Argan yağlı şampuanını kullanıp çok memnun kalmış biri olaraktan bu şampuanını de denemek istedim. 




Kendileri Argan Yağlı şampuan ile hemen hemen aynı içeriğe sahip yani bakım kremlerine zıt olarak paraben, sülfat gibi zararlı maddeleri içermiyor. Kuru ve boyalı saçlar için uygun olduğu yazıyor ki bu da tam olarak benim ihtiyacımı karşılıyor. Sürekli saçlarımı boyamak zorunda olduğum için aşırı yıpranan saçlarımı yumuşattığı doğru. Tabi duş sırasında bakım kremi de uyguladığım için direk etkisini size söyleyemem. Ama kremden önce bile yumuşattığı gerçekten doğru. Kokusu da öyle kötü değil açıkcası. Çok yoğun bir kokusu yok Argan yağlısına oranla ama hafif bir vanilyamsı kokuya sahip olduğunu söyleyebilirim.



Şişenin arkasında da içeriğinden ve nasıl kullanılması gerektiğinden bahsediliyor. Sanırım bunu anlatmaya gerek yok, herhangi bir şampuanı nasıl kullanıyorsak öyle işte...

Nemlendirici şampuan olması dışında saça parlaklık verdiğini söylüyor. Tabi ben öyle bir etkisini göremedim, belki de çok fazla boyama yaptığımdan olabilir bilmiyorum. Ama cansız, boyalı saçlar için olduğunu belirtirken ben de parlaklık vermiyorsa sanırım herkes için geçerli olur bu. Yani sizin de saçlarınız boyalı ise...

Her zaman belirttiğim gibi benim bir şampuanda en önemli olan özellik bu şampuan için de geçerli. Yani kendisinin beyaz oluşu. Saç rengimi değiştirmemesi. Tabi öyle derken rengi akıtmıyor diyemem. Her şampuan gibi duş sonrasında saç renginizin akması gibi bir gerçek var. Ama beyaz olduğu için pembe ya da mor saçı sarıya, yeşile filan döndürmüyor. 

Gerekirse iki kez uygulama yapılabilir yazsa da ben saçlarımı bir kez şampuanlıyorum. Hiçbir zaman aşırı yağlanmadığı için gerek duymuyorum yani... Bu sayede aşırı renk akması da olmuyor. Bir kere yıkadığınızda da temizlemesi gayet başarılı. 

Bazı yorumlarda yağlanmayı hızlandırdığını yazmış ama ben öyle bir sorunla karşılaşmadım.


Şişesi de yine diğer şampuanları gibi ki bana göre bir çok şampuana kıyasla kullanımı daha kolay. Şişeyi orasından burasından sıkmak zorunda kalmıyorsunuz. 

Kapağı da yine press olduğu için  dökülme, boşa gitme gibi bir olayı da yok.

Diğer ürününü tamamen bitirip yorumlamıştım her şeyden emin olmak için... Bu şampuan henüz bitmemesine rağmen yorumlamak istedim o kadar çok soruyla karşılaşınca ki zaten ürün bittiğinde bu dediklerimin aksini iddia edeceğimi sanmıyorum.


















Peki şampuan saç dökülmesini azaltıyor mu o tarz yorumlar okudum diyorsanız bende azalttığını söyleyemeceğim. Her zaman döküldüğü oran da dökülüyor, ama dökülmeyi artırmıyor. Argan yağlı şampuanı gibi kepek sorununa da rastlamadım.

Ürünü Gratis'ten almıştım. Fiyatını hatırlamıyorum ama indirime giren bir ürün olduğunu biliyorum. Gerçi ben normal fiyatı ile almıştım ama siz denk gelirseniz almanızı tavsiye ederim.

Doğrusu bu ürünü neden tavsiye edersin derseniz öyle şahşahalı sözler söyleyemem tabi ki. Ama inanın saçlarınızı benim gibi sıklıkla boyuyorsanız ve yıpranmasından çok şikayetçi iseniz Hask'ın bu ürününü denemenizi tavsiye ederim. Fiyatı da bazı ürünlere göre çok çok uygun olduğu için gayet başarılı bence.

Bir daha alır mıyım peki? Alınabilir ürünler arasında olmasına rağmen Monoi Oil olanını denemek, onu da yorumlamak istiyorum. 
Ürünü tavsiye ediyor muyum? Ettim bile.
Kullanırken bir sorunla karşılaştım mı? Hayır.

Eğer siz de Hask Macadamia Oil Nemlendirici Şampuanı'nı veya setin diğer ürünlerini kullandıysanız, ya da sorunuz varsa yorumlarınızı esirgemeyin!

Teşekkürler. Mutlu haftalar!xx




Friday, December 23, 2016

Sleek 'Oh So Special' Eyeshadow Palette Yorumlarım



Uzun zamandır bilgisayarımda fotoğraflarını çekip klasörde bıraktığım, 'Ah bugün yok hayır' diyerek unuttuğum, bugün en nihayetinde blogumda paylaşmaya layık bulduğum bir ürün: Sleek 'Oh So Speial Palette' 

Kendileri İngiltere'nin şu meşhur makyaj markası Sleek ile tanışmamı sağlayan far paletidir. Hiç aklımda yokken aldığım iyi de etmişim dediğim, kabını NARS'a benzettiğim -her ne kadar kullanmamış olsam da bilmeyen yoktur sanırım- 12 renkten oluşan bu tatlış ürün...




Bana sorarsanız üzeri çok cafcaflı ya da ne bileyim kurdele vs. olan paletlere göre daha kullanışlı. Kirlense bile ıslak mendille çok kolay temizlenebilecek bir kutuya sahip. Mesela çok önce aldığım Nude Physician Formula'nın kutusu tip olarak çok sevimli gelse de çok çabuk pislendi. Bir türlü de temizleyemedim o yüzden de fotoğraflarını çekmeye bile uygun göremedim kendisini.




12 renk demişken gördüğünüz gibi gerçekten çok tatlı duruyorlar. Toplam 7 mat, 5 ışıltılı farı var. Genelde kahve tonlarını tercih etsem de bu aralar pembeli tonlara merak saldığım doğrudur. Sanırım pastel pembe saçlarımla pembe tonlar daha uygun duruyor. Kahve de fena sayılmaz gerçi...

Alırken tereddüte düşmeme rağmen bu ürün renkleriyle beni hayal kırıklığına uğratmadı. En çok da 'Celebrate' farını sevdim. Bu arada palet içinden farların üzerinde isimlerinin yazılı olduğu şeffaf bir tape var...




'Bow' her zaman primer'dan sonra sürdüğüm ilk renk, ama bu paletteki bu ton fazla pigmentli gelmedi bana nedense... Yani The Balm'ın ürünlerine bakılırsa... Tabi Deborah 24ORE Velvet'e kıyasla daha başarılı.

'ORGANZA' & 'GATEAU' bana hemen hemen aynı gibi geldi. 'GIFT BASKET' içlerinde ışıltılı pembelerden en iyisi sanırım.

'GLITZ'i birkaç kez kullandım tabi onu da dağıttığım için siyahımsı bir renge dönüştü.

'RIBBON' a elim henüz gitmedi. 'PAMPER'ın toz pembe oluşunu çok sevdim.

'THE MAIL' & 'BOXED' & 'WRAPPED UP' & 'NOIR' ben de zaten mevcut olan renklerdendi. Ama kahve tonlarıyla gölgeleme yaptığım için her zaman elimin altında olması bir artı benim için.

'NOIR' nedense tam siyah değilmiş gibi yani Clinique'in siyah farını düşününce daha açık kalıyor. Bu da tercihen daha iyi benim için. Çünkü dağıtma işlemi daha kolay oluyor. 

Dağıtma demişken bu paletin bence en büyük eksisi çok fazla toz çıkarması. Ne zaman kullansam illa  uygulama sırasında bir elimle peçete tutmak zorunda kalıyorum. Yoksa göz altından minik minik tozlar sinir bozucu oluyor.

Ama düzgün kullanıldığı takdirde kalıcı olduğu doğrudur. Göründüğü gibi silik değiller yani...







İçerisinden çift taraflı aplikatör çıksa da benim için çok gereksiz bir ürün. Ne bileyim o boylarda bir fırça koysalarmış daha iş görürmüş. Fırça her zaman daha kullanışlı kesinlikle!




Yani açıkcası bununla nasıl bir uygulama yapılır bilemiyorum. Ne karıştırma işlemi yapılabilir, ne de sürme bence. Birkaç kez denedim ama hiç tatmin olmadım. Karıştırma işlemini Cosmetica'dan çok ucuza aldığım ARTNET fırçası ile yapıyorum. Sürerken de RT'nin fırçalarını kullanıyorum. Yani illa bu fırça ile ne yapılır dersek belki ucuyla lower lashline için ya da crease kısmını şey edebilirink. Ben ortası için denedim gerçi de ıh hiç de fırçanın verdiği etkiyi yaratmadı şahsen... Neyse efenim fırçadan şaşmıyoruz...

Paletin kapağına koydukları devasa ayna evet iyi düşünülmüş de farlar sağolsun çok tozuttuğundan aynaya bakmak isteseniz de önce bir temizlemeniz gerekiyor. O yüzden paletteki aynaları kullanmak beni hep üşendirir. Önce sil de sonra kullan, zor işler. Zaten makyajım 1 saat sürüyor. O da öldüsü yani. Ben kendi aynamla memnunum...




Evet sonuç olarak 'Oh So Special' paletini sevdim. Bir daha alır mıyım? Hayır. Çünkü aslında bu paleti değil de başka bir paletini alacaktım. Tabi malum Gratis'te kalmamıştı. Bir dahaki sefere onu denemek istiyorum. Ama onun renk skalasında pembe tonları mevcut değildi, bu arada adını hatırlayamadım. Tabi siz bu tonlarda far paleti arıyorsanız 50 TL. gibi bir fiyatla hatta indirime denk gelirseniz daha ucuza bile bu paleti alabilirsiniz. Fiyatla ürünün etkilerini karşılaştıracak olursak bence gayet iyi bir ürün olarak değerlendirmem mümkün...

Peki siz bu paleti denediniz mi? Ya da bu tonlara sahip başka far paleti tavsiyeleriniz varsa yorumlarınızı bekliyorum. Pembeli şeftali tonlu değişik far paletlerine ihtiyacım var sanırım da^^

...


Şimdiden yazımı okuyanlara iyi hafta sonları diliyorum!
Okumayana yok!




Monday, December 12, 2016

Cosmetica Alışverişim



Bir haftalık pardon yanlış olmasın on günlük bekleyişimin ardından Cosmetica'dan sipariş ettiğim ürünlerime kavuştum. Siteyi arkadaşım Merve'nin tavsiyesi üzerine öğrendim. İyi ki de öğrenmişim. Fiyatlar oldukça uygun diğer alışveriş sitelerine kıyasla ve şansıma Black Friday haftasına denk geldiğim için her ünü %50 indirimle aldım. Hatta bu sayede denemek istediğim birkaç ürünü de sepeteme eklemiş oldum! Bu arada bekleme süresine takıldıysanız Instagram hesapları üzerinden konuştuğum kadarıyla özellikle %50lik indirim zamanlarında site üzerinden sipariş yaptığınızda malesef kargolama işlemi biraz uzun sürüyormuş. Ama kargo 2 gün içinde elime geçti. Olsun beklemeye değer...



Bu arada kutusunu da çok tatlış buldum, ekleyeyim dedim...

Ayrıca paketlemesini de tebrik ettim. Çünkü daha önce birkaç sitenin şimdi isim vermek olmasın ama paketleme konusunda yetersiz olduğunu düşünüyorum. Şampuanın yarısı poşete dökülmüş bir halde elime ulaşmıştı. Birkaç üründe ezilmişti.




Bu arada içine koydukları küçükken patlatmaktan çok hoşlandığım baloncukların büyüklerinden koymuşlar. 1 + sı daha...




Neden bu kadar paketleme işine taktım diye düşünürseniz eh takip edenler her halükarda biliyordur ki  markam Filthy Minds Co. ürünlerinin %90lık kısmı yurt dışına gittiği için benim için gerçekten önemli olan şeylerden biri şu anda paketleme ve ürünü alıcıya sağlam bir şekilde teslim etme konusu...

Şahsen dökülebilecek ve kırılabilecek ürünleri güzel paketlemişler.

Paketlerin içindekilerse




Neutrogena Deep Moisture vücut yağı: Duştan sonra vücut yağlarını kremlere göre daha çok tercih ediyorum. Ne bileyim krem sürdüğümde cildimin özellikle kollarımda ve bacaklarımda duştan sonra çok kaşıntı oluyor. Ama Neutrogena ile böyle bir sorun yaşamıyorum, zaten spreyi uygulayıp vücudunuza yedirdiğinizde 1-2 dk. içinde hemen vücut emiyor ve kremler gibi yapış yapış bir his bırakmıyor. Siz de benim gibi bu konularda uyuzsanız tavsiye ederim.
Fiyat: %50 indirimle 19,60 TL.



Le Petit Marseillais Banyo ve Duş Jeli: Duş jellerini hep Gratisten alan biri olarak hazır sipariş veriyorum her şey de indirimde diyerekten ve sitede alabileceğim duş jelleri arasında bu ürünleri gördüğümden aldığım duş jelleri. Şahsen gidip de aldığım bir ürün değildi ama annem kullandığından ikisinin de kokusunu biliyordum ve 'Neden olmasın?'
Tanesinin fiyatı: %50 indirimle 5,10 TL.



Toni&Guy Nourish Conditioner Damaged Hair: Toni&Guy'ın sadece yıllar öncesinde -9 sene öncesinden bahsediyorum- saç spreylerini kullanmışlığım var ama ürünlerinin methidini çok duyduğumdan ve spreylerini de sevdiğimden e bir de indirim varken dedim ben iyisini bunu da sepete ekliyim içimde kalmasın... Deneyimlerimden sonra hakkında post atılacak ürünlerden bir tanesi...
Fiyat: %50 indirimle 25,10 TL.



Deborah Eyeshadow: Ürünü ilk kez dün denedim evet gerçekten matlığı iyi pürüzsüz ama pigmentini pek içten bulamadım sanki. Bilemiyorum nedense The Balm kadar çoğu farları yeterli bulamıyorum. Sleek de hoş ama The Balm benim için hep ayrı sanırım.




Evet kutusu filan tatlış, zarif görüntüsü var, zaten içerisinden çıkan fırçaları hiç kullanmıyorum ama benim için önemli olan etkisi ki herkes için öyle olmalı diye düşünüyorum. Çok da başarılı değil yani. Farı uyguladıktan sonra tatmin olmayıp üzerine The Balm'ın Meet Matt(e) paletinden uygulama yapmak zorunda kaldım diyebilirim. İyiki de indirimdeyken denediğim bir ürün oldu. Sonuç: bir daha almam. Tabi bu kendi fikrim sevenler bittikçe alanlar vardır olabilir.

Bu da swatch'ı:



O kadar da sürdüğüm halde hiç yok denecek kıvamda. Yine de yok ben ilgileniyorum denemekten zarar gelmez diyorsanız karar sizin. Bu da kodu:


Fiyat: %50 indirimle 10,90 TL.

Bu da bir diğer ürün Golden Rose Eyebrow Powder...




Ya yanlış hatırlamıyorsam Golden Rose'un değil de Deborah'nın kaş farını aldığımı hatırlıyorum. Ama kutudan Golden Rose çıktı hatta faturamda da Golden Rose yazıyor ve faturanın üzerinde 'KONTROL EDİLDİ.' yazıyor. Demek ki neymiş siz siz olun gecenin bir yarısında alkollü bir halde arkadaşlarınız evdeyken oturup da internetten alışveriş yapmayın. Böyle tereddütte kalıyorsunuz. Ama bilmiyorum da iyiki de Deborah'nınkini sipariş etmemişim ya da Golden Rose yollamışlar. Eh farından pek haz etmemiştim, kaş farı da nasıl olurdu bilemiyorum...




Doğrusunu söylemek gerekirse çok fazla kaş farı denedim içlerinde en nefret ettiğim Flormar'ınki en sevdiğim de bu oldu. Şu anda Ardell'inkini kullanmama rağmen dün denemek amaçlı bu ürünü kullandım ve Ardell'in daha koyu kaçtığını fark ederek yeni favorim Golden Rose oldu. İçinden çıkan  küçük fırçalar tabi bana her zaman kullanışsız geldiği için Real Techniques'ın fırçasıyla uygulama işlemi yapıyorum zaten fırçanın kendisi dağıtma işlemini de başarılı yaptığı için hiç de koyu durmuyor. Siz de benim gibi renkli saç kullanıyorsanız ve kaşlarınızın soft ama vurgulu olmasını istiyorsanız Golden Rose'un bu farını denemenizi tavsiye ederim. Tabi vurguludan kastım kaşlarımı farla doldurmadan önce browliner ile kontür uygulaması da yaptığım doğrudur.




Öyle koyuymuş gibi gözüküyor ama kaşa uygulandığında bu kadar durmuyor. Baya yoğun olduğundan kaynaklı elde böyle durması sanırım normal. Bu arada söylemeden geçmiyim istedim kargom ulaşmadan önce bu ürünü tamamen aldığımı unutup -noshoppingwhiledrinking- M.A.C'ten kaş jeli almayı düşünüyordum. Normalde hiçbir ürünü uygulatıp almam ama Agora'daki çocuk denemek istediği için 'eh tamam ozaman' diyip uygulattırdığımda elde edilen sonuçla Golden Rose kaş farı ile elde edilen sonuç tamamen aynıydı. Ürün kodunu hatırlamamakla beraber illa yok ben jel seviyorum diyorsanız M.A.C'in şu anda en açık rengi olanını alabilirsiniz. Şayet elimdeki farlar bitince kendisini almayı düşünüyorum. Genelde fiyat belirtmemekle birlikte Golden Rose %50lik indirimle 8.40 TL iken M.A.C. 65 TL idi. Ama yine de jel bana göre diyorsanız ve bir M.A.C. fanı olaraktan o ürünü almanızı tavsiye ederim fakat kaş jeli adı altında alın çünkü Alsancak'taki M.A.C.'ten aldığım ürün -tabi denemeden aldığım için- jel değil far çıkmıştı ve swatchli hali açık durmasına rağmen çok koyuydu. Öylece kenarda duruyor kendileri şimdi...
Fiyat: %50 indirimle 8,40 TL.



Denemek istediğim hatta gel eyeliner için almak istediğim RT'in 202 brushını alma şansım oldu. Hatta denemeden yorum yazmak istemedim yalancı çıkmamak için. Ama denemeden de övgü dolu sözler yazmış olsaydım yine de doğru söylemiş olurdum. Gerçekten gel eyeliner kullanmaya başladığımdan beri ''Bu insanlar nasıl bu eyelinerı ince çekebiliyor ki?'' soruma cevap vermiş oldu kendileri. İlk defa kulak temizle çubuğu kullanmadan istediğim gibi sürebildim eyelinerımı. Aslında onun için de fotoğraf çekecektim ama dün biraz acelem olduğundan hazırlanıp hemen çıktım. Eh kısmet başka zamana...




Fırça böyle bir şey... Angled dedikleri yani nasıl desem cut olarak da bilinen açılı fırçalardan. Tabi ilk kutusundan çıkarınca fırçayı çok uzun algılayıp ''Ben bunu elimde tutamam heralde'' gibi düşünmeme rağmen tam tersine daha kullanışlı kılmış boyutu. Fırçanın da kesik olması istediğiniz gibi inceliği vermenizi kolaylaştırıyor...




Fırçanın kullanımıyla ilgili olarak da eyelinerınızın ince olmasını istediğiniz yeri fırçanın 'ah burası daha ince' o yüzden fırçanın ucuyla süreyim gibi düşünmeyin tam tersine işliyor fırça. Yani kısa tarafı yukarıda kalacak şekilde tutup uygulama işlemini yapmanız gerekmekte. Tabii 'ne alaka canım ben diğer tarafla uyguluyorum' diyorsanız o da kullanım değişkenliği...

Sonuçta ben pek bir memnunum yeni fırçamdan. Unutmadan şunu da not düşeyim her eyeliner uygulamasından sonra fırçanızı yıkarsanız daha uzun süreli kullanırsınız. Malum gel olanlar fırçaya çok yapışıyor ve bir dahaki kullanım sırasında her şeyi mahvediyor. Hiç üşenmeyin sıcak suda tırnağınızın ucuyla birkaç kez kazırmışcasına temizleyin ardından peçeteyle siyah boyayı alın ve bitti.
Fiyat: %50 indirimle 37,90 TL.




Real Techniques'in 'alsam acaba ne amaçla kullanabilirim?' dediğim fırçası Setting Brush. Merve'nin tavsiyesiyle aldığım bir fırça. Peki ne için aldım? Arkasında da yazdığı gibi highligther için tabi kii. Son zamanlarda highligthera da merak saldım ve en sonunda Lviv'den istediğimi buldum: Artdeco Strobing Powder. Tabi bazılarınız aydınlatıcıyı eliyle uygulamayı daha kolay bulsa da ben makyaj esnasında elimi, yüzüme temas ettirmekten kaçınıyorum. O yüzden de her aldığım ek yeni bir ürün için fırçaya ihtiyaç duyuyorum.




Görüldüğü gibi kendisi ilk çıkan RT fırça formatında tek fark rengi ve üzerindeki yazısı okadar. Bilmiyorum nedendir ama en sevdiğim fırçalar Real Techniques'ten çıkıyor hep. Yok Eco Tools, flormars vs. hiçbiri hoşuma gitmiyor. M.A.C. ve Sigma fırçalarıyla tanışma şansım olmadı henüz. Bu fırçalarım kendinden geçince almayı düşündüğüm iki marka da bunlar kesinlikle! Ama RTnin ürünleri bu iki markaya kıyasla gerçekten çok uygun hani tek bir fırçaya vereceğim parayı fırça setine versem daha mantıklı ama hangi marka? diyenler için kesinlike Real Techniques!

Yıllardır kullanıyorum bana mısın demediler. Yıkarken de haşur huşur yıkadığım halde bir tane kılı kopmuş değil henüz ve kılları da bir o kadar pofidik ve narin durmasına rağmen! Bknz:




-Cosmetica'nın tek eksisi arkadaşlar: kutuyu öyle sağlam bantlamışlar ki ojemi yoldu-
Fiyat: %50 indirimle 12,70 TL.

Yıllar üstüne RT dışında aldığım bir fırçayla tanıştırayım sizi ki bir çoğunuz benden önce tanışmışsınızdır zaten ki ben de Merve'nin tavsiyesi üzerine aldım.



Görünüş olarak ben M.A.C. ve Sigma'nın fırçalarına benzettim ki Merve de bana kullanım olarak da benzediğini söylese de o kadar da olduğunu sanmıyorum açıkcası ki şayet öyleyse M.A.C. ve Sigma'dan tereddüt ederim. Neden? derseniz evet blending işlemini başarılı yapıyor. Gerçi sadece bu amaçla satılmıyor ya da üretilmemiş diyelim yani arkasında bir ton şey yazıyor:



Bana sorarsanız 1-pudra fırçası: bunun için çoook minik
2-kaş fırçası: kaş içinse çok büyük
3-maske fırçası: maske için fırça ilginçmiş
4-gölge fırçası demiş de fan brush kısmına bakınca daha mantıklı geliyor bu açıklama. Yani makyaj bitiminde tozu dumana katmadan yüzünüzden atmak için vs vs.
5-eh en mantıklısı far fırçası... Tabi ben yine farlarımı RT ile uygulayıp karıştırma işlemi yapmak için aldım bu ürünü yani fırçayı herhangi bir fara bulamıyorum -tamam tamam siz de biliyorsunuz blending işlemini- sadece koyu olan farı dağıtma işlemi yapıyorum. Yumruk yemiş gibi gözükmemek için.




Ayrıca neden M.A.C ya da Sigma ile bir tutmak imkansız dediysem de iki ürünün de fırçasını almamış olmama rağmen kullanmamış değilim neticesinde. Fark fırçanın zarifliğinde... Şahsen RT ile de kıyaslarsanız anlarsınız ki fırçanın kılları kalın yani gözünüze fazla bastırırsanız çizebilecekmiş nitelikte ama hakkını yememek lazım dağıtma işlemini kötü yapmıyor ve diğer fırçalara 90-120 TL. ve üstü gibi rakamlar ödemek yerine %50 indirimle 4,70 TL. ye alınabilecek nadir güzel fırçalardan birisi. 

Fırçadan süngere!!!

Süngerler içinde -tabiki bulaşık süngeri değil- en sevdiğim RT'in. Ay görende bayiliği bana ait sanacak! Keşke olsaydı... Neyse efendim. Ürünü severek beğenerek yılladır kullanıyorum ve yeni bir tanesine daha ihtiyacım olduğu için ve de indirim sayesinde 15,90 TL. ye denk geldiği için hemen alayım dedim.



Paketinden çıkarmadım malesef çünkü diğerini atmaya kıyamadım ama bildiğiniz makyaj süngeri işte ki bir çoğunuz zaten biliyorsunuzdur şeklini şemalini. Görmüş olduğunuz üst tarafını concealerı yedirmek için, alt tarafını kontürü blend yapabilmek için ince tarafını da burnuma uyguladığım kontürü dağıtmak daha doğrusu hafifleştirmek için kullanıyorum. Ürün gerçekten dayanıklı ve hemen parçalanmıyor. Doğrusu ben şu anda kullanmış olduğumu sanırım 5-6 aydır kullanıyorum diyebilirim.
Fiyat: %50 indirimle 15,90 TL.




Son aldığım ürünlerse şu sıralar makyaj yaptığımda onsuz olamadığım takma kirpikler. Sanırım onları takmadığımda kendimde bir eksiklik hissediyorum. Bundan önceki Gratis alışverişimde denemek amaçlı aldığım 'Nasılsa takamam' dediğim şimdiyse 'Onsuz yapamam'a dönen aslında sanıldığı kadar da takılması zor olmayan, bana kalırsa çıkarmak ayrı bir dert, kirpikler... 

İlk taktığım kirpikten sonra çekmecemde başka kirpiklerin de olduğunu fark ettim. Taa Almanya'dan kalma. Tabi hiç kullanılmamışlardı. Ben de onları takıyorum şu an ama şunu belirtmek isterim ki üzerinde gerçek insan saçı yazmayan ve özellikle de yoğun kıllarsa sizi gün içerisinde biraz rahatsız saatler bekliyor olabilir. Şahsen aşağı baktığınızda size tepeden bir karanlık çöküyormuş hissi veriyor. O yüzden siz siz olun bu kurala çok dikkat edin.

Gratis'ten almış olduğum i-Envy Paparazzi 02'yi severek kullandım fakat kısa süreli bir kullanış oldu benim için çünkü çıkarma işlemi sırasında gerekli önemi vermezseniz almış olduğunuz pahalı kirpikler bile kirpiklikten çıkar her türlü şeye benzer. Yaşayın ve görün... Şaka şaka görmeyin canım o yüzden benim gibi haşur huşur silmeyin. Mesela şu an Lviv'den aldığım i-Envy'nin ince olanını kullanıyorum ve dikkat ederek çıkarıyorum şu an sapasağlam. Tabii çok ince olması tercihim değil bundan sonra sadece kirpiklerinizi uzunmuş gibi gösteriyor. Ekstra bir dolgunluğu yoğunluğu yok yani. Gerçi yok ben doğal gözüksün abartıdan hoşlanmam diyorsanız tam size göre. Şu an kodunu hatırlayamıyorum malesef ama Instagram'ımda bir fotoğrafı mevcuttu. Neyse konuyu daha fazla uzatmadan gelelim Cosmetica'dan aldığım kirpikleree!



İlk baştaki Lionesse -eh yapışkanından da belli zaten- diğeri de Katy Perry.

Bana kalırsa Lionesse'in kirpikleri daha ince ama uzun, Katy Perry Eylure ise daha kısa ve bodur. Henüz denemediğim için hangisi daha rahat ya da takımı kolay bilemiyorum ama kalın kirpikleri takmak bence daha kolay. Cımbız ile taktığım için kalın kirpikleri kavrayıp çekmek bence daha az zahmetli...




Bu da yakın versiyon... Sanırım takmak için Lionesse'ten baya bir kesmem gerekecek gibi duruyor. Yahu kimin o kadar uzun göz kapağı olabilir anlamadım. Bilemiyorum belki de hiç kesmeden kullanabileniniz vardır. Katy Perry'ninkilerden ise sanırım birazcık iç kısımdan kesmem yeterli olurmuş gibi geldi. Deneyip göreceğim...
Katy Perry Lashes Cool Kitty Takma Kirpik: %50 indirimle 17,40 TL.
Tarko Takma Kirpik NE-705: %50 indirimle 6,70 TL.

Siz bu ürünlerden hangilerini kullandınız ya da kullanıyorsunuz?
Sorularınız varsa bana yazmaktan çekinmeyin!
Bir dahaki yazımda görüşmek dileğiyle!
-Tuğçe